9 Mayıs 2017 Salı

Gün Gecenin Ölümüdür

Gün gecenin ölümüdür. Böyle başlamıştı şarkı. Ben gökyüzünü izliyordum. Hiç yıldız yoktu. Kafamın içindeki binlerce yıldızı hiç üşenmeden tek tek astım gökyüzüne. Yetmiyordu hayallerimi aydınlatmaya. Bir ay lazımdı, böyle en dolusundan böyle en tamından. Ama ay hiç tam olmadı, olmazdı da... Her gün eksiliyordu satırlarım, her gün yeniden kararıyordu hava. Yıldızlara bir şey olmuştu. Yıldızlar küsmüştü sanki gökyüzüne. Sisli bir fırtınaya bırakmış kendini tüm yalnızlığıyla ay! Ne yaptın dünya yıldızlarıma? Niye yaptın bunu aya? Dursaydın, dönmeseydin, akmasaydı zaman, kopmasaydı fırtına... Neden, neden, neden sen değil de yıldızlarım kayboldu? Ayı bana geri ver dünya, bu yangın içimi kavuruyor ona ihtiyacım var. Tüm evrenin yalnızlığını üzerime alınmış ruhumun ona ihtiyacı var! Bana bunu niye yaptın? Gün geceden bir şeyleri çalmak zorundaydı sanki çünkü biliyordu gecenin şahidi yoktu. Gecenin şahidi ay yok olmuştu...