4 Mayıs 2021 Salı

Yazmak Zamandan Çalmaktır


     Yazmak zamanın elinden bir şey çalmaktır, dedi kadın. Git ve yaz, dedi. Elimizde zamandan geriye bir şeyler kalmasını istiyorsak... Ben kimim ki, dedi adam. Benden geriye ne kalırsa kalsın, kimse hatırlamayacak! Kimse seni tanımasa da onu okuduklarında, biri vardı ve böyle hissetti diyecekler o yüzden yaz, yazmak zamandan çalmaktır, diye ısrar etti kadın.

     Sordu kendine adam, şu an durduğu yerde gerçekten yaşıyor ve hissediyor muydu? Hissediyordu bütün zerresine kadar karanlığı, bıkkınlığı ve yalnızlığı. Umut, diye fısıldadı ona bir ses. 

"Umut mu, umut güzel şey ama içimde serpintisi kalmadı." 

Neydi onu bu genç yaşında böylesine karanlığa süren? Onu kırıp parçalara ayırıp bu çöküntünün içine düşüren tam olarak neydi?  Sordu adam:

"Hayat nedir?
Aşk nedir?
Ben kimim?"

    Ve uzun süre düşündü, hâlâ bir yerlerde düşünüyor belki... Belki bir cevap buldu, belki de cevapsız soruların içinde kayboldu. Hatırla, güzel günleri hatırla, diye seslendi ona başka bir ses. 

"Güzel günler mi? Henüz gelmedi!"

    Böylesine zordu yaşamak, belki de böyle umutsuz doğmuş olmak benim özümde vardı. Benim anlamını bulamamış hayatım böyle yıkık olmak zorundaydı. Her gün gülümsemek için rol yapmam gerekiyordu, her şey yolundaymış gibi davranmam ya da olduğum şey neyse onu kabul edip, tamam işte bu hayattan alabileceklerin bu kadar buna razı ol demem, hayal etmemem, kendi içimdekini susturup onunla kavgayı kesmem gerekiyordu, cevap buydu belki de önüme konulan kaba razı olmam ve bunun beni mutlu etmesi için o sahte gerçekliğe dönüşmesi gerekiyordu. Gerçekten bu kadar basitti.

   Bütün düşüncelerini sustur. "Düşünceler artık içimden çıkmaya çalışan o insanı öldürür müsünüz? Çünkü onun istediği gibi yaşayamıyorum ben." Sonra düşünceler karşına bir ayna çıkarır ve derler ki onu öldürürsek peki sen yaşayabilecek misin? O sensin, o gerçek olan sensin. İnsanların karşısında her şey yolundaymış gibi rol yapan kişi olursan, gerçekten öyle olduğunda her şey değişecek mi? Sen en iyi sen biliyorsun, daha iyisi henüz gelmedi. Belki umut öldü, belki hayat durdu, belki de yalnızlık en iyi arkadaşın oldu ama henüz yarın gelmedi... Henüz savaş bitmedi! 

    Bu bir hikâye mi? Bu zamandan çalınan bir an mı sadece? Renklerini kaybetmiş bir yaşamın suyun üzerine yazılması değil mi bu?

    Hadi havada süzülen bir yaprak olalım, hadi gökyüzüne gülümseyen bir uçurtma olalım... Olamazsın değil mi? En çok ne olmak istersin peki? Bir kelebek mesela... Mavi bir kelebek... Şimdi gitmen gerekiyor, bu gece de yalnızlık eşlik etti sana, biraz uyumalısın, sonra her şey yoluna girecek... 

    Peki ya her gün bir önceki güne uyanıyorsam, dedi adam. Söyleyecekleri bu kadardı... Sonra kendi yolunda yürümeye devam etti, omuzlarında sanki dünyayı taşıyordu.


Sanat yapan bir adam... renkli yazıya tık, tık!