Bıraktığın yerde durmuyor hiçbir şey. Ne sen duruyorsun orada, ne zaman duruyor ne de insan... Derindi eskiden yaşamak. Duygular derindi, hayata verilen anlam değerliydi. Hayaller hevesliydi eskiden. Şimdi her şey kırık, dökük, yırtılmış, sökülmüş... Herhangi birinin duyguları, söylediği sözler ondan çıktıktan sonra havaya karışan birer toza dönüşüyor adeta... Onun duygularına sen değer veriyorsun, sen önemsiyorsun ama onun için birer toz bulutuna dönüştüğünden bile haberin olmuyor. Nereye gidiyoruz, hey insanlar durun orada, bir yerde durun artık... Bu akış çok hızlı, sözler çok hızlı, yargılar, çizgiler, şarkılar... Hepsi çok hızlı.
Eskiden laf ağızdan bir kere çıkardı, söz verilince tutulurdu, bin düşünür bir söylenirdi. Çünkü herkes bilirdi sözlerin gücü var. Söz kılıçtan keskindir. Hele de kalemle yazılmışsa! Peki, nedir sözlere değerini kaybettiren, şarkıları anlamsızlaştıran, şiirleri yozlaştıran, nedir?
Lambada titreyen alev üşürken anlatılan sevgiye ne oldu? Şimdi insanlar üşüyor ama kimse bunu farkında değil. Kimse kimsenin umurunda değil. Hayal kırıklıkları ile dolu bir hayatı yaşıyorken kimse durup sormuyor, ne oldu iyi misin?
Ve insan öğrendi dağıldığı yerden toparlanmayı, ayağa kalkmayı ve uzun bir yolda yalnız yürümeyi... Ne acı bir yalnızlık o, ne zor bir yol. Değerini kaybetti yaşam, gülerken buruk sevinçler, hüzünler bile anlamsız... Değerli okur yolun açık, sevgin derin, gittiğin yer aydınlık olsun. Biraz durup soluklan, o zaman başka bir pencereden göreceksin dünyayı... Penceren açıksa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli zamanından ayırıp yorum bıraktığın için teşekkür ederim. İyi veya kötü yorumunu kendimi geliştirmek için kullanacağım...