Gerçekten
çalışan insanların çabalarının değersizleştirildiği bir zaman diliminde ileriye
gidebilme gücünü kendinde nasıl bulacak insan? Bir yerde kırılmaya başlıyor, ödün
veriyor, çarklar arasında ezilmeye direnemiyorsunuz. Bu da sizden birçok şey
gitmesine sebep oluyor. İnsan için yaptığı şeylerin değerli olduğunu bilmek
yetmiyor.
Değer
yargıları kimin pusulasına göre işliyor? Hangi yöne doğru gideceğiz? Sahi gidilecek
bir yer var mı? Belirsizlik, silsile halinde devam ediyor. Fakat bunlar
içerisinde en kötü olan insan bir süre sonra kendine bile yabancılaşıyor. Yola
başlarken nasıl biriydik, devam etmeye çalışırken neye dönüştük ve şu an biz bu
belirsizlik içinde kimiz? Başta bu soruları sorarken zaman geçtikten sonra kendi
iç sesimize bile sağırlaşıyoruz. Herkes öyle yapıyor, ona dokunmayan yılan bin
yaşıyor, ben mi kurtaracağım dünyayı, diyen seslerin arasına kendi sesimizi de
ekliyoruz.
Ama
gidilecek bir yer var, orada bizi neyin beklediğini bilemesek bile gidilecek
bir yer var. Sesimizi duyacak birileri mutlaka var. Önemli olan sesimizi
kaybetmememiz. Çünkü kaybedersek o küçücük umudun dalını kendimiz kırmış, ondan
vazgeçmiş olacağız. “Vazgeçme, umut içimizde bizi biz yapan şeydir.”
Ondan da ayrılırsak nasıl güneş yeniden doğsun ya da ay bütün ihtişamıyla
geceyi aydınlatsın? “Çabalar yalan söyleyebilir, fakat asla boşuna
olmazlar.” Önemli olan çabalamaya devam etmek ve emeğin karşılığının
elbette bir yerlerde olacağına inanmak. Belirsiz bir gelecek var, bu gelecek
ise bugün ile şekillenecek. Yol uzun ya da kısa. Yolda dikenler, taşlar var
veya çukurlar, uçurumlar… Ama bizler yolun tüm bunlara rağmen sonunda neler
olduğunu bilmiyoruz. Yolun bir yerlerinde denk geldiğimiz çiçekleri de görmüyor
ve hatta ezip geçiyoruz. Umudumuz çıkmaz sokaklarda müebbet cezasına
çarptırılmadı, sadece yönümüzü kaybettik ve bulmak için zaman gerekiyor.
Çiçekler büyüyorsa her şeye inat, zaman da yol gösterecek bizlere! Yanında
sabır denen bir arkadaşıyla dolaşıyor. Bu arkadaş da bizdeki bütün mecalleri
kuruturcasına direniyor tüm varlığıyla tüm varlığımıza. Heyhat yaşamak tam da
bu olsa gerek! Ne müthiş bir tipiydi oysa, ne derin bir kuyu ama yol hâlâ orada
ve ayaklarımızın hâlâ biraz gücü var…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli zamanından ayırıp yorum bıraktığın için teşekkür ederim. İyi veya kötü yorumunu kendimi geliştirmek için kullanacağım...