Sizlere benim için çok özel olan bir diziden bahsedeceğim.
Dizinin Türkçe adı “Savaşçı Baek Dong Soo”
Dostluk ve düşmanlık arasındaki ince çizgide yaşayan, hem
dost hem düşman olan iki insanın ‘biz’ diye yükselen sesi adeta kulaklarıma
geliyordu diziyi izlerken. Tarihin bilmem kaçıncı yüzyılından kalma bu sesi duyuyordum
ama onları görme ihtimalim olmadığını da biliyordum. Adeta miras kalmış bir
dostluk ve düşmanlık. Tarih onlardan birini ya da artık ikisini de yanında
götürmüştü. Böyle bir hissi vardı bende dizinin. 29 bölümlük bir hikâye. Fakat
her bölüm sürüklüyor sizi o dizinin içine.
İlk bölümde sizi Josean döneminde yaşamış bir veliaht prens
olan Sado karşılıyor. Bu dönem çalkantılı bir dönem ve dizinin içerisinde
tarihin kırıntılarını da görüyorsunuz. Fakat ben bunlara çok fazla
değinmeyeceğim şayet tarihi bilgim beni yarı yolda bırakır.
Bu karşılaşmadan sonra sizleri Kılıç Piri ve Gökyüzü Lordu
karşılıyor. Siyah ve beyazın karşılaşması gibidir. Sanki gün ve gece birbirine
savaş açmış gibidir fakat bunu ilk bölümden anlamak zor. Çünkü şüphe uyandıran
bir şey var. Bu iki kişi dost mu düşman mı?

İlerleyen bölümlerde ise karşımıza ikinci bir çocuk çıkar ve
bu çocuk inanılan bir lanet ile doğmuştur. “Ölüm yıldızı kaderi” denilen bir
gecede dünyaya adım atmış ve katliama neden olacağını düşündüğü babasının onu
öldürmesiyle burun buruna gelmiş fakat böyle bir gecede doğan bebeğin ölmesi de
kolay olmayacaktır.
Tabi ki bu çocukların kaderi kesişecektir. İkisi de hayata
başladıkları andan beri bir mücadelenin içine düşmüş ve sonunda kaderleri
onları bir arya getirmiştir. Bu bir araya getiriş hem dostluklarının hem de düşmanlıklarının
başlangıcı olacaktır.
Birkaç bölüm bu çocuk oyuncularla devam edecek. İşte o çocuk
oyuncular:
Peki, bu çocuklar büyüyünce karşımıza kim olarak çıkıyor,
hemen ona da bakalım değil mi? :D
Baştan belirteyim her ne kadar dizinin de adını aldığı gibi
başrol Baek Dong Soo (fotoğrafta size göre soldaki) olsa bile bana göre ikinci
isim yani kötü kaderle doğan Yeon Su’da (fotoğrafta size göre sağdaki) başrol.
İzlerken siz de hak vereceksiniz. Çünkü Dong Soo, Yeon olmadan var olmazdı. Ona
binlerce kez yenilmeseydi mesela öğrenmek istemezdi, yeteneğini ortaya
çıkaramazdı. “Ne diyorsun ya hu?” dediğinizi duyar gibiyim. Dizideki iki ana
karakter ‘Kılıç Piri’ ve ‘Gökyüzü Lordunun’ mirasçısıdır. Siyah ve beyazın
devamıdır adeta. Ji Chang Wook, Baek Dong Soo karakterine can verirken Kılıç
Piri’nin öğrencisi olmuştur. Yoo Seung Ho’da Gökyüzü Lordu’nun öğrencisidir.
Benim gözümde Gökyüzü Lordu efsanedir. O nasıl bir
oyunculuktu. Adam rolünün hakkını gerçekten verdi. Gözünden okuyabiliyorsunuz,
korkmanız gereken yerde korkutuyordu. Rolünün hakkını sonuna kadar verdi. Hemen
sizi onunla da tanıştırayım. Hiç elinden düşmeyen içkisi ve ‘ Başkasının
acılarını kendi acısıymış gibi benimseyen işte bu bir suikastçıdır.’ repliği
ile benim gözümde devleşen en yürekli suikastçı oldu. Dost ve düşman kavramını
iyi ayırt eden ve rakibini çok iyi analiz eden biriydi. Aynı şekilde Kılıç Piri
de alanında uzman ve rakibinin kalbini tanıyan bir role sahipti.
İşte Gökyüzü Lordu:
Ve tabi ki Kılıç Piri:
Öncelikle dizide
bayan karakterler de var. Fakat onlar dizinin renk katan konu belirleyen
unsurları olmaktan öteye gitmedikleri için onlara çok fazla değinmeyeceğim.
Başrollerin âşık olduğu bayan oyuncu ve bir de Baek Dong Soo’ya âşık olan
hırsız bir kızımız var. Fakat bu kızın asıl hikâyesi Kılıç Piri ve Gökyüzü
Lordu arasında kendisini gösterecek. Daha fazla bahsetmeyeceğim sizin
takdirinize bırakıyorum. :D Bayan oyuncular benim için bitmiştir. :D
Ana karakterlere dönecek olursam. Çok karışık oldu değil mi?
Ama spoiler vermeden anlatmaya çalışmak da zor ben ne yapayım? :D
Neyse ben döneyim ana karakterlere. Ji Chang Wook çok
eğlenceli, hayatı eğlence olarak gören biriyken Yeon Su’nun ihaneti ile kendini
depresyona sokar. Fakat o aslında doğuştan yeteneklidir. Bir şeyi bir kez
öğrenmesi yeterli. Başına gelen olaylar neticesinde Kılıç Piri’nden kılıç
ustalığı dersleri alır ve eğlenceli karakterinin yerini güçlü, düşünen ve ciddi
olan bir karaktere bırakır. Tabi dizinin içerisinde tarihi süreç içerisindeki
olaylar da yaşanmaya devam eder. Bu olaylar ile karakterlerin hayatları da doğrudan
bağlantılıdır. Sıkı bir eğitimden geçerken Baek Dong Soo, Woo Yeon Su’da boş
durmamaktadır. Baek Dong Soo ne öğreniyor ise o da kendi başına bunları
öğrenmekle zamanını harcamaktadır. Örneğin siz hiç gözlerinizi kapatarak,
sadece sesleri dinleyerek bir çiçeğin yaprağını kılıçla ortadan ikiye bölebilir
misiniz? Bu iki karakter bölüyor işte :D Yeon Su için ise belirtmek istediğim
bir husus daha var. O çocukluğundan beri kılıç ustalığı üzerine çalışmaktadır.
Dong Soo ise daha sonradan öğrenecektir. İkisinin yetenekleri bence birbirine
denkti ve hatta Yeon Su bir tık üste idi. Şayet kalbinde gerçek anlamada ölüm
yoktu ama şartlar onu çok farklı yerlere götürdü.
Onlar hem dost, hem de düşman. Tıpkı öğretmenleri gibi.
Dizinin sonuna geldiğinizde aslında onların hocalarının kaderinin bir benzerini
yaşadığını görüyorsunuz. Yıllarca beraber eğitim gördüler, birbirlerini
korudular. Birbirleri ile mücadele ettiler, beraber başardılar. Sizinle
paylaşacağım fotoğraf dizinin ana noktalarından biri. Bu fotoğrafta yaşanan
onların arasındaki dostluğu hep sağlam tutan anılarından biri oldu. Fakat onlar
düşmandı da…
İlk başarılarını böyle birbirlerine sarılarak kutlamışlardı.
Peki, bu iki dost nasıl düşman oldu?
Yeon Su baştan beri bir casustu. Aslında suikastçı olarak
yetişiyordu. Ama kalbi onu yanıltıyordu. Eli öldürmek için kılıç tutsa bile
kalbi onu yanıltıyordu. Uzun bir zamandan sonra gerçek yüzünü gösterir ve Yeon
Su, öldürmediği Prens Sado’yu Dong Soo’ya öldürdüğünü söyler işte o an da düşmanlıkları
başlar. Dong Soo onu yenecek güçte değildir fakat yeneceğine dair yemin eder…
Yeon Su ise o günü bekleyeceğini söyler.
Yeon Su’nun ilk açık ihanetinin fotoğrafını da bırakayım
şuraya:
Gözünden düşen yaş da bu ihanetinin ilk bedeli olacaktır.
Fakat acılar onun peşini hiç bırakmayacak çünkü o artık Gökyüzünün
Efendisi’dir. Çetenin yeni lideridir. Bir suikastçı kalbinde acıları
taşımalıydı. Bu sadece başlangıçtı.
Dong Soo her zaman Yeon’nun geri dönmesini beklemiş, Yeon da
her zaman Dong Soo’ya dönme hayalini kurmuştu fakat kader onlara öyle bir oyun
oynuyordu ki ne zaman isteseler onları ayıran bir çizgi ortaya koyuyordu.
Görünürde onlar düşmandı fakat Yeon ne zaman Dong Soo’ya bir
ok fırlatılsa onu elleriyle yakalayacak kadar Dong Soo’yu koruyan bir dost iken,
her fırsatta Yeon’nun dönmesi için çabalayan kalbiyle bunu isteyen kişi de Dong
Soo’dur. Kısacası bu diziyi izlerken lütfen bu iki dostun birbiriyle olan
samimiyetini de görün. Bu yazıyı da dizinin bu yönüne dikkat çekmek için
hazırladım. Yeon Su kaderinin kötü olduğuna inanmıştı, Dong Soo da kaderin
değiştirilebileceğine inanıyordu fakat kader ise onlara çok başka tuzaklar
hazırlıyordu.
Peki, sizce bu dizi de kazanan kim olacak?
Ya da bu dizinin bir kazananı olacak mı?
Öncelikle bu dizi her ne kadar Baek Dong Soo üzerine
kurulmuş olsa bile siz de göreceksiniz ki Yeon olmadan Dong Soo da olamaz. Yeon
olmasaydı Dong Soo asla kendini geliştirmezdi. Yeon olmasa ona atılan oklardan
biri kalbine saplanabilirdi. Bundan dolayı Dong Soo kadar Yeon da bu dizide
başrol. Özellikle söylemek istediğim ise senaristlere çok teessüflerimi
iletiyorum. O sonu Yeon hiç hak etti mi?
Unutmadan Cho Rip karakterine en az siz de benim kadar sinir
olacaksınız.
Son bir şey daha “ Eğer birinin kollarında ölmem gerekirse
bunun sen olmanı isterdim.” diyen adamı sevin…
Yoo Seung Ho bu dizi çekildiği sırada sadece 17 yaşındaydı.
Oyunculuğu gerçekten iyiydi. Hakkını verdi. Ji Chang Wook ise ondan 5 yaş büyük
olmasına rağmen uyumları gerçekten iyiydi…
Bu dizinin ostleri de bir başka güzeldir. Dizi kadar onları
da seveceğinize eminim.
Gerçekten,yazdıkarını hayranlıkla okudum..Benim için de bu dizinin yeri bambaşkadır kalbimde..İlk kez bir dizide aşk değil arkadaşlık destanı izledim ve onların sahnesi gelmesi için diziyi tüm bölüm boyunca merakla ve heyecanla izledim ...Bir daha böyle dizi gelir mi bilmiyorum fakat kalbime bu denli dokunan ilk ve tek dizidir kendisi..Arkadaşlık,birbirlerinden asla vazgeçmeyen iki kişi öyle bir ağlatıyor ki insan uzun süre etkisinden çıkamıyor...
YanıtlaSilYa bu dizi gerçekten bir harikaydı ve bende cho rip e çok gıcık oldum pis şey
YanıtlaSil