9 Ekim 2016 Pazar

Işığı Sönen Yıldız



Şöyle dönüp baktığımda ardıma, çok şey kaybetmişim aslında. Dünün cevabını ararken günümde yarınımı gömmüşüm geceye. Ben beni bulayım derken sıfırı da tüketmişim. Ben adı yalnızlık olan yıldız. Gökyüzünde sönmüş ama hala var olan, kimsenin görmediği, elini uzatmaya çalışmadığı, hayal kurarken penceresinden bakmadığı yıldız. Baktığım yerden gecenizin tam ortasında ve bitmeye yakın alaca karanlığında orada duran ben, kimsenin göremediği yıldız. Sizi görüyorum, sizi biliyorum, sizi duyuyorum. Kalabalıklaşan dünyanızda, çirkefleşen ve bencilleşen ruhunuzla yaşıyorsunuz. Binlerce insan arasında yalnız olmayı kendinize meslek edinmiş, arkadaşınızın üzerine basarak yükseliyorsunuz. Ben ışığı sönen yıldız, görüyorum sizleri. Uyanıyorsunuz gününüze ve başlıyorsunuz oradan oraya koşmaya. Ayağınız takılmadığı sürece bir yere sağınıza ya da solunuza bakmıyorsunuz bile. Başınızı kaldırıp güneşi görmeye çalışmadan gecenin olmasını diliyorsunuz binlerce küfrün arasında. Gece oluyor ve yatağınıza kavuştuğunuzda hissiz bir bedenle uyuyorsunuz ve tekrar uyanıyorsunuz. Gece gökyüzüne elini uzatan insanlar yok, umut yok, hayal etmek yok. Siz sadece yeryüzünde bir nesne… Ruh yok, hayat yok… Benim adım yalnız kalan yıldız. Yıllar önce bana kendini anlatan ve dünyanın zirvesini soran, hayali olan, uçurtmasını gece uçurup onunla yanıma gelmeyi düşleyen, arkadaşım, dostum bildiğim o çocuk öldüğünden beri ben ışığı sönen yıldızım. Yalnız olan yıldızım. Sizlerde çöplüğe dönen bir dünyanın kalıplaşmış robotlarısınız… Benim ışığım sönmüş, sizin ruhunuz ölmüş…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Değerli zamanından ayırıp yorum bıraktığın için teşekkür ederim. İyi veya kötü yorumunu kendimi geliştirmek için kullanacağım...